
Photo by Arvid Knutsen on Pexels.com
soluk soluğa fısıldadı fırtınanın yorgun atı
havalandırarak uzun kuyruğuyla kum sözcüklerini
dalgaların usuna karışmadan az evvel
bu bir sır, dedi
tamam, dedim, kadehimdeki rakının üstüne yemin ederim
dünyanın türlü işleri üstüne yemin ederim
ocakta fokurdayan aşın üstüne yemin ederim
tülbentten süzülmemiş şarabın bardağı saran tortusu üstüne yemin ederim
bütün yalanların ve allahların üstüne yemin ederim
peki, dedim, söyle henüz duyuluyorken sesin
hüzünlü hayalleri göçerlerin düşten düşe kurulup bozulurken
tutunduğu dilden düşerse türküler
ne olur artık rüyamıza giremeyen şeylere
unutarak öldürdüğün sır sen uyurken nerende gömülü durur…
26,04,20