İstiyorum tüyce yalnızlığını içinde sen olmayan kendimi tam sevmeye başlamışken geç kalmış avuçlarınla döke saça getirdiğin
O tanrı gibi öleceğini bile bile yakıp ruhların ucunu vaatlerle ve korkularla ciğerlerine çekmeye tiryaki,
uzatıyorum dumansız alevine sözlerimi ve dudaklarımı
İstiyorum yeterince orman bulamayınca beni, yeşil kazağını geçirip sırtına odadan odaya yaprak yaprak gezinmeni
ve eşyanın dönen tabiatını çıkartıp kurutma makinasından sıcak ve yumuşak üstümüze sermeni
İstiyorum yavaş yavaş huylanırken gözlerimin sağrısı kavramanı ters giden şeyi
bulutların çarpışmasındaki
yağmurun eğimindeki
yanlış yerde biriken suyu
Ve bakışının çerçevesinde yuvarlanamayınca hüzünlü damla
İstiyorum pencereyi açmanı
yahut kediyi ortamıza koymanı…
18,12,19