Şu büyük kayanın hüznünden çoğalmış bu çakıl taş
Bu yerçekimsiz yusyuvarlak gözyaşı
Ve hala kocaman o kaya
Ve hala büyüyor
Uzayın küçümsediğin yalnızlığında
Bir iki üç
Dört beş altı yedi
Parmaklar suya çarpan gök atlasta
Sayıyor yıldızları, ölçüyor mesafeyi
Tabelalarda neon ışıklı yıllar, gözlerimize serilen samandan altın sarısı yollar
Sema Pavyon’ da sahne önünde adımıza ayrılmış lebaleb bir masa
Ve hala kocaman o kaya
Ve hala büyüyor
Uykusu çakıl taşlarda parıldayan ayın altında…
20,09,19