Sana buradan başlayarak anlatacağım herşeyi
suyumdan bir yudum vereceğim
ekmeğimin köşesinden bir lokma
arkası boş bir sayfayı koparıp eline tutuştururcasına
o geceden başlayacağım söze:
anamın kucağına oturmuştum
kıçım kayıp gitmişti
değmek üzereydi toprağın gün boyu biriktirdiği kıpır kıpır sıcağa
uçaklar göz kırparak alçalıp yükseliyorlardı tepemde
tam dört yaşımdaydım
ona kadar hatasız sayıyordum
bıraksalar bakkala varır gelirdim
yaz yeni gelmişti
hızlı hızlı gelmişti
terliydi
akşamlar birden ısınmıştı
ama ürkek yüreği anamın sabaha karşı pencereyi kapatıyordu
babam mobiletine binmiş egzosunda maytaplar patlata patlata dondurma almaya gitmişti
sesimizi duyan komşular çıkıştılar evlerden
kapılarda artık olmayan koyunlardan kalma çanlar çıngırdadı
asma dalları rüzgarda hışırdadı
tepsiye dizilmiş çay bardaklarının içinde kaşıklar şıkırdadı
“Hadi say da duysun teyzeler.” dedi annem
yediye kadar yetti gücüm
dilim sekize dönmeden uykum geldi
– Dondurma
– Yarın yersin
– Çukulatalıyı bitirmeyin
Yaz yeni gelmişti
neredeyse beş yaşındaydım
anamın kucağında serin serin uyuyordum
arka bahçeye giden yağmurlamanın borusundaki patlak üç gündür kulağıma aynı şeyi fısıldıyordu:
– Unutma bu geceyi anlatacaksın, zor bir zamanda lafa buradan başlayacaksın…
22.05.18