O yeşil tepeye çıkılmaz iki bacakla,
senin kanatların nerede?
göynek cebinde cigaran,
bir tarafına kilim serilmiş kibritin,
bozuk paraların dolmuşa binmek için unuttuğun ceketinin astar cebinde,
Küçük telefon defterin:
siyah ve dikişleri sökülmeye müsait sayfalarında
aramaya çekindiğin bir kızdan ötesi yok.
Yeşil örtülere dökülmüş ellerin
Zarların, pulların, bellisi bol desten nerede?
üşüdükçe çaya kattığın kanyak,
eve dönmemek için beslediğin inat nerede?
Dünyaya yaklaştıkça,
Pazarlara, okul çıkışlarına, bayramdan bayrama hiç görmediğin atalarına,
alıp seni dumanlı odalarda efkarla dinlenen Ahmet Kaya’ ya götüren
kanatların nerede?
Çıkılmaz o yeşil tepeye iki bacakla…
20,11,17